Kurbağalar | Amphibia | Ranidae

yazan M.Doğan Özdemir
Yayınlanma: Son Güncelleme 0 yorum 584 okuma 10 dakika

Kurbağaların, Türkiye’de 11 türü bulunmaktadır. Bunlar Rana, Hyla, Bufo, Pelabotes, Bombina ve Palodytestir. Bu türler içerisinde ekonomik değeri olan ve ihracaatı yapılan Rana cinsinin ülkemizde 5 türü yaşamaktadır;

Rana ridibunda

(Ova Kurbağası)
Vücut dorsalde yeşilimsi gri, açık ya da koyu kahverengi olabilir. Vücut üzerinde daha koyu renkte benekler bulunur. Sırt kısmının ortasında bazen açık renkli bir bant bulunabilir. Karın bölgesi genellikle kirli beyaz ya da sarımsı renktedir, karın daha küçük benkler ihtiva eder. Diğer Rana türlerinde bulunan temporal (şakak) bant bunlarda bulunmaz. Dişilerinde ses kesesi bulunmaz. Erkeklerdeki ses kesesiyse, ağzın hemen arkasında ve iki taraftadır. Erkekler dişilere oranla biraz daha küçüktür.

Bir dişi bir defada 5-10 bin yumurta bırakabilir. Göz ve burun delikleri su dışında kalacak şekilde suda dururlar. Ağırlıklı olarak böcek gibi eklembacaklılarla beslenirler. Boyları 10-15 cm kadar olabilir.

Bol bitkili havuz, göl ve ağır akan sularda, daha çok alçak ovalardaki sularda bulunurlar. En çok da su üzerine çıkmış yaprakların üzerinde bulunurlar. Dağlık bölgelerde az bulunmalarına karşın yüksekliği 2500 metreye kadar olan yerlerde bulunabilirler.

Rana dalmatina

(Çevik Kurbağa)

Vücut dorsalde sarımtırak tonlardan kahverengiye kadar değişir. Benekler çok küçük noktalar halindedir. Karın bölgesi sarım beyaz ve lekesizdir. Bulundukları çevreye renk uyumları çok iyi olduğundan, fark edilmeleri çok zordur. Bir defada 2 m sıçrayabilirler (Demirsoy. 1996).

Dişiler bir defada 700-1400 tane yumurta bırakabilirler. Temporal (şakak) bant bulunur. Ağırlıklı olarak böcek gibi eklembacaklılarla beslenirler. Kışı suların altındaki çamurların içinde geçirirler. Boyları 5-6 cm kadar (en fazla 10 cm) olabilir.

Yaprak döken ağaçlardan oluşan orman ve koruluklarda, yaprakların altında, yüksek bitkili ıslak çayırlarda bulunurlar. Suya ancak üreme zamanlarında girerler. Yüksekliği 1500 metre kadar olan yerlerde bulunabilirler.

Rana macrocnemis

(Uludağ Kurbağası)

Vücut dorsalde genellikle pembemsi kahverengi ve bazen de tuğla kırmızısıdır. Üzerlerinde kahverengi, siyahımsı benekler bulunur. Karın bölgesi sarımsı pembe ya da pembemsi ve beneksiz olur. Bazılarında baş ve boğaz kısımlarında küçük benekler bulunabilir. Temporal (şakak) bant bulunur. Erkeklerinde iç ses kesesi bulunur. Üreme zamanları Nisan-Mayıs ayları arasında olur. Ağırlıklı olarak böcek gibi eklembacaklılarla beslenirler. Boyları 7-8 cm kadar olabilir.

Açık arazide, ıslak çayırlıklarda ya da ağaçlı dağlardaki küçük derelerin, suyu temiz göllerin kenar bölgelerinde bulunurlar. Yüksekliği 1000-2300 metre kadar olan yerlere kadar yayılım gösterirler.

Rana camerani

(Şerit Kurbağası)

Sırt bölgesinin rengi ince noktalı, tuğla kırmızısı ya da gri kahverengi yeşilimsi olur. Benekleri, koyu renkli kahverenginden yeşilimsi kahverengiye kadar değişir. Karın bölgesi erkeklerde sarımsı ya da beyaz, dişilerdeyse pembemsi olur. Temporal (şakak) bant bulunur. Erkeklerinde iç ses kesesi bulunur. Üreme zamanları Nisan-Temmuz ayları arasında olur. Ağırlıklı olarak böcek, örümcek gibi eklembacaklılarla beslenirler. Boyları 4-9 cm kadar olabilir.

Çıplak dağların ıslak zeminli çayırlık bölgelerinde, açık orman kısımlarında, dere kenarlarında ki nemli çayırlarda bulunurlar. Yüksekliği 1000-3000 metre arasıda olan yerlere kadar yayılım gösterebilirler.

Rana holtzi

(Toros Kurbağası)

Vücut dorsalde sarımsı kirli yeşil ve bazen siyah ya da esmer kahverengi benekleri bulunur. Karın bölgesiyse genelde pembemsi, bazen de sarımsı gri olur. Temporal (şakak) bant bulunur. Erkeklerinde iç ses kesesi bulunur. Ağırlıklı olarak böcek gibi eklembacaklılarla beslenirler. Boyları erkelerde 6 cm, dişilerdeyse 7.5 cm kadar olur.

Su içerisinde ender olarak bulunurlar. Daha çok göl çevresindeki çayırlıklarda gözlenmişlerdir. Yüksekliği 2500-2600 metre kadar olan yerlerde bulunurlar.

Üreme

Kurbağaların cinsi olgunluğa gelmeleri dişilerde 1-2, erkeklerde 3-4 yaş civarıdır. Eşeysel olgunluğa ulaşan kurbağalar üreme zamanı geldiğinde suya girerler ve larva safhalarının sonuna kadar da suda kalırlar. Daha sonraları kurbağalar karasal yaşama geçerler.

Erkek kurbağaların vücut yapıları dişilerden oldukça iri (büyük) olduğundan ayırt etmek zor değildir. Erkeklerin kulak zarı daha büyük ve gözler daha iridir. Erkeklerin gırtlakları parlak sarı renkli dişilerinki ise beyaz ve kahverengi beneklidir. Yetişkin erkek kurbağalar üreme mevsiminde bazı sesler çıkartırlar ses çıkartma üreme zamanları Şubat ayı sonu ile Ağustos ayı sonuna kadar devam etmektedir ve bu sayede erkekler kolayca ayırt edilir.

Kurbağalarda gerçek bir çiftleşme yoktur. Bunun için bu çiftleşmeye kucaklaşma (amplexus) denilmektedir. Kurbağaların çiftleşmeleri genelde geceleri olur ve senede 3-4 dönem yumurtlama olmaktadır. Her dönemde 5.000-10.000 adet arasında yumurta bırakmaktadırlar.

Kurbağalar ayrı eşeylidirler. Erkek ve dişi üreme organları ayrı fertte bulunur. Erkeklerdeki testislerde olgunlaşan spermatozoonlar bir kanal ile böbreklere oradanda dışarıya atılırlar. Testisler üzerinde sarı renkli bir çift yağ cisimciği vardır. Bunlar kurbağaların kış uykularında beslenmelerini sağlar.

Dişi kurbağalarda bir çift ovaryum bulunur. Ovaryumların büyüklükleri yaşa ve mevsime göre değişiklik göstermektedir. Ovaryumların üzerinde erkeklerde olduğu gibi bir çift yağ cisimciği bulunur. Bu yağ cisimleri kış aylarında dişi kurbağanın kış uykusunda beslenmesini sağlar.

Yumurta ve Larvalar

Ovaryumda olgunlaşan yumurtalar vücut boşluğuna dökülürler. Buradan yumurta kanalına geçer oradan uterusa ve daha sonra kloak yoluyla dışarıya atılırlar. Yumurta, yumurtlama borusundan geçerken etrafı jelatin bir kılıfla sarılır. Yumurta suya düşünce, kılıf şişer. Bu jelatin madde yapışkan olduğundan yumurtalar bir grup teşkil eder.

Jelatin içindeki embriyo gelişerek larva meydana gelir. Bu larvalar kılıftan hareketli bir halde çıkar ve serbest yüzmeye başlar. Bunlara iribaş veya tetar denir. İribaşların ilk safhasında dış solungaçlar gelişir ve solunumu bunlarla yapar. Kurbağa yumurtaları küreseldir. Yumurta çapı 7-10 mm civarındadır. Bir dişi kurbağa ortalama olarak 9.000 yumurta yumurtlamaktadır. Yaşlı kurbağalar 12.000 adete kadar da yumurtlayabilirler. Yumurtalar 24-27°C aralığında yaklaşık 3 gün içerisinde açılır. 1-1.5 ay sonra iç solungaçlarla yüzgeçler gelişir. İribaşlar 2-2.5 aylık olunca arka bacaklar, 4 aylık olunca ön bacaklar gelişir. 6-6.5 aylık olunca metamorfoz (başkalaşım) geçirerek kuyruk, solungaç ve solungaç yarıkları tamamiyle yok olur. Yerine akciğerler gelişir ve böylece kurbağalar karasal yaşama başlarlar. Bu safhada kurbağalar herbivordur (bitkiyle beslenirler).

Kurbağalarda başkalaşım sonucu şekil değiştirme kuyruğun tamamen yok olmasıdır. Şekil değiştirmede önemli olan su ısısıdır. Su ısısı 16°C nin altına düştüğü zaman yavrular şekil değiştirmeyi yapamazlar. Bunun için yavrular güneş ışığında belirli zamanlarda tutularak şekil değiştirmelerine yardımcı olunmalıdır. Eğer yavrular şekil değiştirmeyi gerçekleştiremezlerse ölüm kaçınılmaz olur.

Beslenmeleri

Ergin kurbağalar (Anura) yalnız canlı ve hareketli böcek, solucan ve küçük yumuşakçalarla beslenirler. Sucul formlardan büyük formda olanları küçük balık ve kuş gibi hayvanlarla da geçinebilirler. Hatta bazı türler kendi larvalarını da yiyebilirler (kanibalizm). Kuyruksuz kurbağada (Anura’da) olduğu gibi dil öne doğru fırlatılarak dilin yapışkan uçları ile avlarının yakalanmasını sağlar. Bir çok su kurbağasında (Ranidae) ava nişan alınarak dil fırlatılır.

Kuyruksuz kurbağa larvaları ise sudaki alglerle ve ölü hayvan kırıntılarıyla geçinirler. Besinleri protein açısından oldukça zengindir. Soğuk kanlı hayvanlar olduklarından vücütlarında çok fazla miktarda yağ ve glikojen depo etmeye gerek duymazlar. Çünkü bunların metabolizması oldukça düşük düzeydedir. Uygun sıcaklıklarda ve besin sunumunda kurbağalar çok miktarda besin alabilme yeteneğindedirler. Bunun yanısıra bir aydan fazla açlığa dayanabilirler.

Yumurtadan çıkan yavrularda başın altında vitellüs (besin) kesesi vardır. Yavrular ilk bir hafta bu besinleri kullanırlar. Besin kesesi kullanımı bittikten sonra (asorbe olduktan sonra) dışarıdan besin almak zorundadırlar. Soğuk kanlı olmaları ve ince olan derileriyle fazla miktarda su kaybettiklerinden, aşırı sıcaklık ve kuraklığa karşı dayanıklı değillerdir. Sucul iki yaşamlılar kış uykusu için göl ve nehirlerin donmayan dip kısımlarına çekilirler.

Kurbağa larvaları Rhynchota (Hortumlular), Coleoptera (Kin kanatlılar) gibi sucul böcekler tarafından yenir. Aynı zamanda Odonata (Tayyare böcekleri) larvalarıda genç evrelerinde kurbağa larvaları ile beslenmektedir. Lucilia adı verilen bir sinek yumurtalarını Bufo ve Rana türleri üzerine bırakır. Birkaç gün içinde çıkan larvalar bu kurbağalarda doku bozuklukları, daha sonrada ölümler meydana getirirler.

Kurbağalar şekil değiştirmeyi (metamorfoz) tamamladıktan aşağı yukarı 7-8 ay sonra pazar ağırlığına ulaşırlar. Devlet İstatistik Enstitüsü (D.İ.E.) 2000 verilerine göre, ticari boydaki (30-80 gr) canlı kurbağanın birim fiyatı 5 YTL/kg’dır.

Canlı, donmuş bacak, taze bacak ve konserve şeklinde ihracattaları yapılmaktadır.

Sınıflandırması

Şube (Phylum) : Chordata
Alt-Şube (Subphylum) : Vertebrata
Sınıf (Classis) : Amphibia
Takım (Ordo) : Anura
Aile (Familia) : Ranidae
Cins (Genus) : Rana
Tür (Species) : Rana ridibunda (Pelophylax ridibundus) Pallas 1771
Rana dalmatina (Rana agile) Bonaparte, 1838
Rana macrocnemis Boulenger, 1885
Rana camerani Boulenger, 1886
Rana holtzi Werner, 1898

Okumaya Devam Et

Bir Türk'ün Gözünden Sucul Dünya..!

Bu web sitesi, deneyiminizi iyileştirmek için tanımlama bilgilerini (çerez) kullanır. Bu konuda sorun yaşamadığınızı varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Onayla İncele

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen web sitemiz için tarayıcılarınızdan AdBlocker uzantınızı devre dışı bırakarak bize destek olun.